![UĞUR MUMCU SUİKASTININ ÜZERİNDEN 32 YIL GEÇTİ: ARAŞTIRMACI GAZETECİ MUMCU’NUN MÜCADELESİ VE ÖLÜMÜ](https://www.gazetebergama.com.tr/wp-content/uploads/2025/01/Red-Yellow-Minimalist-Breaking-News-YouTube-Thumbnail-1-790x420.jpg)
Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli gazeteci-yazarlardan biri olan Uğur Mumcu, suikast sonucu aramızdan ayrılışının 32. yılında anılıyor. Adalet, özgürlük ve demokrasi mücadelesiyle bilinen Mumcu’nun hayatı, gazeteciliği ve katledilişi bir kez daha gündemde.
Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 tarihinde Ankara’daki evinin önünde, aracına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetti. Bu hain saldırının üzerinden tam 32 yıl geçti. Mumcu’nun anısı, özgür basının yılmaz savunucusu olarak hâlâ toplumun hafızasında yer almaya devam ediyor.
UĞUR MUMCU KİMDİR?
Araştırmacı gazeteciliğiyle tarihe damga vuran Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942’de Kırşehir’de doğdu. İlköğrenimini Ankara’da tamamlayan Mumcu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1965 yılında mezun oldu. Öğrencilik yıllarında başladığı yazarlık kariyerinde, özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimlerini savunmasıyla dikkat çekti.
1969’da asistanlık görevine başlayan Mumcu, aynı yıl gazeteciliğe adım attı. Yazılarında yolsuzlukları, hukuksuzlukları ve derin devlet ilişkilerini cesurca dile getirdi. Cumhuriyet Gazetesi’ndeki köşesinde kaleme aldığı yazılar, ülke gündemini belirleyen araştırma dosyaları haline geldi. “Rabıta”, “Tarikat-Siyaset-Ticaret”, ” Papa-Mafya-Ağca” gibi eserleriyle derin yapıları ifşa etti.
MÜCADELESİ VE KATLEDİLİŞİ
12 Mart ve 12 Eylül darbeleri sırasında baskılara maruz kalan Mumcu, askeri vesayeti ve antidemokratik uygulamaları cesurca eleştirdi. Aynı zamanda, PKK ve kontrgerilla gibi hassas konuları ele alarak bu yapılar arasındaki bağlantılara ışık tuttu. Hayatı boyunca tehditlere rağmen kalemini eğip bükmeyen Mumcu, 1993 yılında katledildi.
UNUTULMAYACAK BİR MİRAS
Özgürlük, adalet ve demokrasi uğruna verdiği mücadeleyle unutulmaz bir iz bırakan Uğur Mumcu, bugün hâlâ fikirleriyle milyonlara rehberlik ediyor. Onun “Unutmayın ki insanlar sadece konuştuklarından değil, sustuklarından da sorumludur” sözü, adalet ve özgürlük mücadelesinin önemini bir kez daha hatırlatıyor.